Üniversitemin ilk birkaç ayını yurtta geçirdim. İlginç bir deneyimdi; hiç yaşamayanlar için doksanlarda bir üniversite yurdunda yaşamanın nasıl olduğuna dair kesin bir tarif yok. Ben bile aradan geçen otuz yıldan sonra yaşadıklarımı şöyle böyle hatırlıyorum, hatırladıklarım da sadece iyi anılardı. İyiyi ki de sadece onlar kalmış geriye. O iyi anılarda sadece arkadaşlıkla ilgili olanlardı. Demek…
Karanlıktı. Sibel yanımda oturuyordu. Bülent’ten ayrılmalarının üzerinden birkaç hafta geçmişti ama hala görüşüyorlardı. Herhalde sadece arkadaşça takılıyorlardı yoksa Bülent bunalım olmazdı. İyi görünmeye çalışıyordu ama etrafta kimse olmayınca ayrılığı atlatamadığını gizleyemiyordu. Sanırım Sibel’e psikolojisini belli etmemeye çalışıyordu. Güzel bir ilişkileri vardı. Neden ayrıldıklarını bir türlü anlayamıyordum. Neden hala görüştüklerini anlayamadığım gibi. Çiftlerin birlikte olamayacak kadar…
Yeni hayatım harikaydı. Farklı bir çevre, farklı bir iş… Konfor alanımın dışına çıkmış olmak biraz stresliydi belki, evimde hala eşya yoktu ve yeni işimde kabul görebilecek miydim diye de endişeleniyordum fakat tüm bunlara rağmen daha önce örneğini yaşamadığım bu meydan okuma beni inanılmaz heyecanlandırıyordu. Aileme göre hep ana kuzusuydum. Bir nevi ablamın tam tersiydim, bir…
Hepimiz ilk defa evlerimizden uzaklaşan tiplerdik. Bu durum hepimizi farklı etkiledi ama çoğumuz acayip dağıttık. Erkekler için çok büyük sorun yoktu, gerçi bizim tayfadan toparlanamayıp okulu bırakanlar da vardı ama genelde hepsi bir şekilde okulu bitirdi. Tahsinler benden bir yıl sonra mezun oldu. Nevra ilk yılında bırakıp yeniden sınava girdi ve başka bir şehirde başka…
Sigarayı bırakma hikayem hemen hemen Camel’in sıradanlaşmasıyla aynı zamana denk gelmektedir. Şimdilerde sıradan markaların arasında tek düze bir sigaradan farkı yok. Oysa doksanlarda dört tür sigara kullanıcısı vardı: Samsun ya da Maltepe gibi yerli sigaralar içenler, uzun Marlboro paketlerini çoraplarında saklayanlar, kısa Marlborocular ve tabii ki Camel kullananlar. Dünya üzerindeki büyük çoğunluğun olduğu gibi benim…

“Denizden fırtınalar ve canavarlar gelir, ama kötülük gelmez”

“Biz ödleklerin nesliyiz ve günlerimiz korku içinde geçer”

“Hep sahte biri olmanın gerçek ama hiç kimse olmaktan daha iyi olacağını düşünmüşümdür.”







“pueritia amicis”
“Bir gün Lars’la ben…” hep böyle bir cümle kurmak istemişimdir ama hiç ünlü arkadaşım olmadı. Arkadaşlarımdan ünlü olan oldu ama onlar da arkadaşım değiller. Arkadaşlık basit iki kelime yer değiştiğinde anlamın farklılaştığı bir cümle değildir. Arkadaşlar değişse de arkadaşlık değişmeden kalır, farklılaşır belki, bireylerin tavırları oranında zayıflar ama yok olmaz, uzun bir aradan sonra bir arya gelindiğinde yeniden güçlenir, bir cenazeyle, bir doğumla, iyi ya da kötünün paylaşımıyla eski halini alır. Arkadaşlık herkesin kişisel serüvenidir.
denizdesekdeolurunıversıtedeısımlerısureklıkarıstıranbırarkadasınherkeseahmetderkenısrarlaonadenizdemesıylebızımıcın
BUADLAANILMAYABASLANDIonuozelkılanbuısımdıvebaskalarıonagercekısmıylehıtapederkenbızonadenızdemeayrıcalıgınısahiptik
Sitedeki tüm yazılar şahsıma aittir, yazılı izin olmaksızın kullanılamaz©